şaka

Laz’ın biri, takasının içinde oturmuş, Allah’a yal- varmaktadır: —
Allahum, bu cün tuttuğum ilk paluğu pi fakirevereceğum, der. Ve lâz
oltasını atarak beklemeye başlar. Neden sonra oltayı çeker. Bakar ki
bir

de ne görsün? Ucunda koskocaman bir balık! — Haçan hiç pu da fakire
verulur mu daa! Birden balık bir çırpınışta oltadan kurtulur ve denize
atlar. Lâz üzgün ve şaşkın: — Allahum, ben şakacıktan demuştum daa…
der.

Keşke

‘Yolumu gözleyen bir kadını terk ettim / karşılaştık bir süre
sonra /’Gözlerinin feri sönmüş’ dedi bana: / ‘Aşkım, ne oldu sana? ‘/
Böyle gerçeği söyleyince / ben de doğru söylemeye çalıştım ona /’Senin
güzelliğine ne olduysa’ dedim, / ‘benim gözlerime de o oldu’.

8 – 10 dizeye sıkışmış hazin bir aşk hikayesi… Buruk; kırılmış
oyuncaklar kadar…
Ve yenik; ‘keşke’li cümleler gibi… Bu sözcüğü kaç konuşmanızın
başına eklemişseniz onca ıskalamışsınızdır hayatı…

Dört mevsimlik bir sene olsa ömür, ‘keşke’, onun güzüne denk gelir.
Hepten vazgeçmek için erkendir, telafi etmek için geç…

Mağlubiyetin takısıdır ‘keşke’…
Kaçırılmış fırsatların, bastırılmış duyguların, harcanmış hayatların,
boşa yaşanmış ya da hakkıyla yaşanamamış yılların, gecikmiş
itirafların ağıtıdır.

Çarpılıp çıkılmış bir kapıda, yazılıp yollanmamış bir mektupta, göz Daha fazla

KIZIL BİR GÜLDÜR HAYAT

kaçıncı basamağında olursan ol yaşamın
karamsarlığa kapılıp…umutsuzluk hırkasını giyme sakın
boyun eğme kadere
çekiver ipini umutsuzluğun…ilmek ilmek sökülsün
taptaze umut çiçekleri ek gönül bahçene…gerisi gelir elbet bir gün

yenik düşmez karanlığa aydınlık
yumma güneşe gözlerini…acıları gizler karanlık
bir merdiven daya gökyüzüne
gök kuşağı topla yıldız topla
saçlarını tara pırıl pırıl güneşin
sitem etme düşlerine yağan kara
damla damla erir elbet bir gün

susturma yüreğini
kalkar her boran her sis…her şey unutulur
en umutsuz bir anda yağan yağmur
toprakta…capcanlı bir umut olur
bir bahar dalının coşkusunu tomur tomur
sana da verir elbet bir gün Daha fazla

Birşeye inanmak

İnanmak bir şeye …

Tüm kalbinle, gücünle, benliğinle inanmak…

Belki de inanmak istemek…

Her şey burada başlar, burada biter der kimisi.

İnanırsan olur hesabı.

Yapamayacağın şey yok der.

Dediğine kendisi de “inanmaz ” belki…

Kimisi kuru kuru inandım der. Bekler ki inandığı şey olsun.

Ama hep şüphecidir. Ardından : Daha fazla

BENCE MALUMDUR

BENCE MALUMDUR

Dikenin
Kalbime battığı bir sonbahar günüdür
Sen elini bulutların içinde gezdirirsin
Bulutlar senin gözlerinin üstünde yürürler
İçini kurtlar kemirir
Bence malumdur
Buğulanmış camların arkasında masmavi yüzün
Senin ateşler içinde olduğun
Bence malumdur
Ellerin muhakkak çocuk elleridir
Hep kimsenin bilmediği türküler düşünürsün
Onlar neden daima okul türküleridir
Süleymancıktan bahseder
Kara toprakta açık yeşil bir yıldız gibi akıp giden
Süleymancıktan
Ve karınca yuvalarından bahseder
Işıksız kömürsüz karınca yuvalarından
Gökyüzünde kızıl bir hilalin kaydığını görürsün
Sen ansızın gökyüzünde görünürsün
Gözlerinin rengi
Bence malumdur
Elinde değildir akşam serinliğinde üşürsün
Eylül`den itibaren geceler hazindir uzundur
Sokaklar yorulur uykuya varıp gelirler
Sokakların üstüne bulutlar gelirler
Bulutların üstüne yıldızların gözleri gelir
Bir yıldız bir yıldızın ardınca gider
Yıldızların kayboldukları yer
Bence malumdur
Karanlıkta bir şeyler kopar dağılır
Uzaktan yabancı sesler duyulur
Sen elini bulutların içinde gezdirirsin
Elin hayallerimi dağıtır
Bilirsin
Sen elini bulutların içinde gezdirirsin …

Attila İLHAN

Nilüferler Zamanı

Nilüferler Zamanı

Hayatı daima bir bitki, bir çiçek kıvamında yaşar insanlar.Bazıları Kaktüstür, Çalı yada Devedikeni.Öyleki yaklaşanları çizer, yaralar, hep zarar verirler çevrelerine.Yanlarında ne bir ot ne bir çiçek biter Daha fazla

KIR ÇİÇEKLERİ..KIRÇİÇEKLERİ..KIRÇİÇEKLERİ..‏

KIR ÇİÇEKLERİ..KIRÇİÇEKLERİ..KIRÇİÇEKLERİ..‏


Gül için dikenine katlanabileceklerini söyleyenlerdir, kırçiçeklerini göremeyecek kadar güle bağlanmış olanlar ‘Gül’derler, başka bir şey demezler üstüne…

Ömürleri güllere ulaşmak için tükenirken, ehemmiyet vermezler,ayakaltında kalan, gül kadar narin, gül kadar güzel ama güzelliği farkedilmeyen kır çiçeklerine. Mutlu olma sevdasına düşmüşlerdir kendilerince. Daha fazla

Dokunmayin Yüreğime Ne Olur!

Dokunmayin Yüreğime Ne Olur!



Dokunmayın!!Karanlığın Göğsüne Saplanan Yüreğime..

Silmeyin!!Yıpranan Kirpiklerimden Süzülen Hüzün Yaşlarımı..

Bırakın!!Değmeyin..Hıçkırığımla Boğulsun Gece… Sessizce..

Ölüm Kokan Bir Alev Sarsa Ne Yazar..Bedenimi..Sarsa Ahımı…

Varsın!!Erisin Hüznün Volkanı İçimde..Eritsin Yüreğimi…

Duymayın!!Ruhumun Süzgeçinden Gecen Acılarımı..
Görmeyin!!Gecenin Umarsızca Bakışında Can Çekişen Gözlerimi…

Dokunsun İçime Titreyen Sesi Güvercinlerimin..Dokunsun Ahları..

Tebessümlerim Gömülsün Yanaklarıma..Gömülsün Özgürce..

Tutulsun..Kırılgan Gözyaşlarım..Hüznün Seline..
Bırakın!! Değmeyin… O nunla Yanan Bu
Yüreğime…

Dokunmayın..Hislerime..Dokunmayın..Ne Olur..
Yüreğim Yansın CaN EFENDİMLE…

Dokunmayın Ne Olur….Dokunmayın.

alıntı

Kıyamet kopmayınca, kıssa-ı aşk tamam olmaz’’

Kıyamet kopmayınca, kıssa-ı aşk tamam olmaz’’

Günlerden gül günleridir. Bahar, en çok güle gebedir. Önce gül, önce gülşen, önce aşk adıyla gelir. Bahar yeli bi kez esmeye görsün, eziyetli kış günlerini sürüp götürür. Bahar Sultan’ın ordusunun en yiğit askerleri birer birer baş gösterirler.
‘’Kırçiçekleri’’
Hep baharı tek başına temsil eden gülün gelişinin hazırlığındadır sanki/ Zalim kışın gülbahçesine ettiği eziyeti ne Galip anlatabilir ne de biz…
Bahar mevsimi, gül mevsimidir, sefer mevsimidir.
Ümmü Sinan seyrinde bir şehre varır, sarayı güldür, sultanın tacı, tahtı, bağı, duvarı güldür.
Orda, gül alırlar, gül satarlar, gülü gülle tartarlar.
Bu bahar macerası yaşanan şehir
Bursa mıdır? Daha fazla